Rekalm

21 Aralık 2013 Cumartesi

5 MUTLU OLMAK POLYANNACILIK MI?


5
MUTLU OLMAK
POLYANNACILIK MI?
Mutsuz olmayı, şuna buna söylenmeyi, karamsarlığı
öylesine derinden öğrenmişiz ki, "Bu ülkede yaşanmaz"
ve nihayet "Batsın bu dünya" demeye hakkımız olduğunu
düşünüyoruz sonuçta. Ve daha da kötüsü, iyimser birini
gördüklerinde canları sıkılıyor kötümserlerin, adeta "Şuna
bir şey söyleyeyim de keyfi kaçsın" diyorlar içlerinden.
Yıllardır seminerlerimde iyimser olmanın öneminden söz
ettiğimde en az bir kişi çıkıp "Hoca iyi de o zaman bu
polyannacılık olmaz mı?" der. Bu karamsarlığa prim veren
bakış tarzı beni üzüyor. Şimdi söz konusu cümleye tekrar
bakalım:
"İyimserlik, küçük şeylerden mutlu olmak polyannacılık
sayılmaz mı?"
Bu görüşte, sanırım iki hata var. Birincisi "iyimserlik
eşittir polyannacılık" iddiasıdır ki bu doğru değildir,
ikincisi böyle söylendiğinde polyannacılığın kötü bir şey
olduğu varsayılmaktadır. Polyannacılığın kötü olduğunu
kim söyledi?
Polyannacılık, kayba uğradığımızda, elimizde kalanları
fark etme ve sevinme becerisidir. Polyannacılık bir
psikolojik savunma mekanizmasıdır, aşırı olmadan
yerinde kullanıldığı sürece, kişiyi kaygıdan, sıkınadan
korur, kişinin yarına kalma ihtimalini artırır.
Polyannacılık, kendini avutmak değil, bardağın dolu
yanını fark etmektir.
Diyelim ki birisi bir bacağını kaybetti. Şüphesiz bu kötü
bir durumdur. Ancak bu kişinin önünde iki yol uzanır:
Birinci yol, bir bacak gittiği için yaşamdan elini çekmek,
sürekli üzülmek, artık hiçbir şeyden keyif almamaktır,
ikinci yol ise şudur: Kişi eğer geriye dönüş yoksa, mevcut
durumu kabullenir, elinde kalan bacak için sevinir,
yaşamdan elini çekmez, yaşama sevincini kaybetmez,
ikinci yol polyannacılıktır. Polyannacının ömrü, birinciye
oranla daha kaliteli geçer.
Polyannacı tavır, Çin atasözünü hatırlatıyor. Şöyle demiş
Çinli:
Tanrım, bana değiştirebileceğim şeyleri
değiştirme gücü ver.
Değiştiremeyeceğim şeyleri Kabullenmemi sağla, İkisini
ayırt edebilmem için de akıl ver.
Değiştiremeyeceğimiz kayıplar karşısında, yaşama
sevincimizi kaybetmemek polyannacılıktır. Karamsarlığa
oranla da herhalde daha gerçekçi bir tavırdır.
Bir toplantıda polyannacılığı tartışıyorduk, bir dostum
şunları anlattı:
"Üç yeğenim vardı. Marmara depreminde üçü de enkaz
altındaydı. Bir tanesine ulaştık, çıkardık, ölmüştü.
Mahvolduk. Daha sonra, aynı enkazın altından diğerleri
sağ çıktı. Ölene üzüldük, ama sağlam çıkanlara sevindik.
Ölene üzülmemek, sağlam çıkanlara sevinmemek
mümkün değildi."
Yukarıdaki tavır, bir polyannacılık sayılabilir. Ama sadece
ölene üzülüp sağlam çıkanlara sevinmeselerdi, en azından
ayıp olurdu.
Tatsız olaylar karşısında, kafamızı kuma gömüp bir şey
yokmuş gibi davranmak, başımıza ne gelirse gelsin mutlu
dolaşmak, polyannacılık değil, "devekuşluğu" olsa gerek.
Polyannacılık, yaşama devam edebilmek için,
gerektiğinde sıkıntılarla baş edebilme sanatıdır.
SABAH SABAH AĞAÇ OLMAK Gerçek Bir öykü:
Büyük kızım küçükken -sanırım anaokuluna gidiyordusabahları
yatağında beş dakika otururdu, ben de karşısına
otururdum. Küçük, spontan bir oyun oynardık. Ben, bir
hayvan, eşya veya bitki rolüne girerdim, o kendisi olurdu ve
karşılıklı bir drama veya fabl diyebileceğimiz bir şey
sergilerdik.
Bir sabah uyandı, oturup battaniyeye sarıldı ve "Hadi bana bir
ağaç ol" dedi. O sabah, canım sıkkındı, keyfim yoktu; son
günlerde irili ufaklı bir çok olay moralimi bozmuştu. İçime
baktım, oyun oynamak istemediğimi hissettim ve dürüstçe
bunu kızıma söylemeye karar verdim. "Canım benim" dedim
"bu sabah keyfim yok, canım sıkılıyor, ağaç olmak
istemiyorum. " Bir an durdu ve parmağını uzatarak "Baba
tamam" dedi "o zaman üzgün bir ağaç ol. " Tekrar içime
baktım, neşeli bir ağaç olmak istemiyordum, ama üzgün bir
ağaç olabilirdim.
Ve üzgün ağaç oldum. Birilerinin meyvelerimi taşladığını,
insanların canımı sıktığını anlattım. Anlattıkça, hafifledim,
ferahladım. Beş dakika bittiğinde rahatlamıştım. (İfade edilen
sıkıntı, çoğunlukla bizi rahatlatır.)
Kıssadan hisse: Yaşamın her zerresi kutsaldır,
değerlendirilmelidir. Güzelliklerden güzellikler çıkar; ama
sıkıntılardan da güzellikler çıkarmak mümkündür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder