20
YILDIRMA (MOBBING),
İŞYERİ FOBİSİ, KURUM
DEPRESYONU
Genellikle
küçük sorunlar bir araya gelir, önemli sorunlara
yol
açar, bunlar da sinerjik etkileşimi, ekip olmayı
zorlaştırır
veya imkânsız kılar. Küçük birikimler büyük
patlamalara,
damlalar sellere sebep olur. Küçük
birikimlerin
yol açtığı büyük sorunlardan üç tanesinin
adını
belirtecek olursak şunları sıralayabiliriz: Yıldırma,
kurum
depresyonu ve işyeri fobisi. Bunlar, birbirlerinden
bağımsız
olarak ortaya çıkabilecekleri gibi, birbirleriyle
karşılıklı
etkileşim içinde de görülebilirler.
Söz
konusu bu üç kavramı, gelecek kitapta ayrıntılı olarak
ele
alacağız. Şimdi kısaca, niteliklerinden ve bunlara
ilişkin
araştırmamdan söz etmek istiyorum.
Mobbing
karşılığı olarak dilimizde ilk kez "İşyerinde
duygusal
taciz" denildi; daha sonra ben "İşyeri zorbalığı"
ifadesini
kullandım. Son olarak meslektaşlarımla
"yıldırma"
kelimesi üzerinde karar kıldık. Yıldırma kısaca
şu:
Bir işyerinde, bir apartmanda veya bir mahallede
birlikte
yaşayan bir grup insan, çok küçük bazı
farklılıklarından
ötürü (bu farklılıklar, ille de olumsuz
özellikler
olmak zorunda değildir), içlerinden birisini,
bilinçli/kasıtlı
olmaksızın kurban olarak seçerler ve
giderek
artan bir tempoda onu beceriksiz, geçimsiz olarak
algılamaya
başlayıp itici davranışlarıyla bu kişiyi
gerçekten
de beceriksiz, geçimsiz, mutsuz, sorunlu bir
insan
haline getirirler; o kişiyi psikolojik ve fiziksel
anlamda
ciddi olarak zedelerler.
İşyeri
fobisi kavramı tarafımdan ortaya atıldı. Okul
fobisine
benzer bir oluşumun işyerlerinde de ortaya çıktığı
kanısındayım.
Çeşitli nedenlerden kaynaklanabilecek
işyeri
fobisinin niteliği ve ülkemizdeki yaygınlığı
araştırılmaya
değer bir konudur. Yıldırma ve işyeri fobisi
konusundaki
araştırmaya temel oluşturmak üzere
İnternet'te
www. isyerifobisi. com adlı bir site oluşturduk.
Bu
siteye girip yıldırma konusunda çevrenizde
gözlediğiniz
veya başınızdan geçmiş olayları anlatarak ve
işyeri
fobisiyle ilgili ölçeği doldurarak, veri toplanmasına
katkıda
bulunabilirsiniz.
Lütfen
İnternet'te
www.isyerifobisi.com
adlı siteye bakınız.
Bilimsel
literatürde kurum/örgüt depresyonu
(organizational
depression) adı verilen şey, ana
çizgileriyle
bireyin depresyonunu hatırlatır nitelikte. Kimi
kurumlarda
ortaya çıkan kurum depresyonunda,
kurumdaki
genel havada umutsuzluk vardır; elemanlarda
kurumu
değersiz görme, kurumu ve birbirlerini suçlama
eğilimi
yaygındır. Özellikle kurumun geleceğine ilişkin
motive
edici beklentiler yoktur, karar verme sıkıntısı
vardır.
Kurum
depresyonu içinde bulunan kurumlarda,
dilimizdeki
ifadesiyle kurum üyelerinin üzerine ölü
toprağı
serpilmiş gibidir. Vizyon ya hiç yoktur ya da
unutulmuştur.
Kurum genelde yeniliklere açık değildir.
Yeni
katılan bir kişi, henüz depresif havaya kapılmamış
olsa
ve herhangi bir yenilik önerse, diğer üyelerin tepkileri
genelde
"İlginç, ama bizde olmaz; genel müdür sıcak
bakmaz;
daha önce denedik olmadı" şeklindedir. Bu tür
kurumlarda
ne önerirseniz önerin, ne hikmetse daha önce
bir
kere denenmiş (!) ama işe yaramamıştır. Kısacası
yapacak
bir şey yoktur.
Kurum
depresyonu, ölçülebilir, teşhis edilebilir bir
sorundur.
Giderilmesinde, bilişsel--davranışçı
yaklaşımdan
ve hobi terapiden ağırlıklı olarak
yararlanılabileceği
görüşündeyim.
Bu kitabı bize hocamız okuttu sosyoloji bölümünde ve önemli bir noktaya değindiğinizi düşünüyorum.
YanıtlaSilwww.isyerifobisi.com açılmıyor
YanıtlaSilİyi bir noktaya değinilmiş. İşlerinde performansı düşürücü, daha vahimi kişi psikolojisini alt üst eden baskılar sık rastlanan bir durum.
YanıtlaSilÇabasına rağmen Takdir edilmeme, kültür ve siyasi düşünce farklılığı, ekonomik eşitsizlik nedeniyle dışlanma, hor görülme bu duruma örnek.
Prof.Dr.Üstün DÖKMEN i Tebrik ederim.Kitapları yol gösterici.Eğitici SEMİERLERİ ,Programları harika
YanıtlaSil